Kastamonu Ayağı Yanık Türbesi, aynı zamanda Kastamonu Aşıklı Sultan Türbesi olarak da bilinir. Aşıklı Sultan, Kastamonu Kalesi'nin fethi sırasında zehirli bir okla şehit düşmüştür. Aşıklı Sultan, halk arasında Yanık Sultan olarak da anılmaktadır. Bunun sebebi, yaşanan bir olaydan kaynaklanmaktadır. Rivayete göre, Aşıklı Sultan Türbesi yakınlarında bir yangın çıkar. Bu yangın sırasında, o dönemin valisi rüyasında Aşıklı Sultan'ı görür. Aşıklı Sultan Hazretleri rüyasında valiye şöyle der: "Burada yangın çıktı, türbem yanıyor, gelin beni kurtarın." Vali uykusundan hemen uyanır, türbenin bulunduğu mahalleye gider ve gerçekten türbenin civarında yangın çıktığını görür. Türbe yangından zarar görmüştür, fakat ateş Aşıklı Sultan'ı yakmamıştır. Bunun sonucunda, Aşıklı Sultan'ın öldükten sonra da kerametinin devam ettiği anlaşılmıştır. Sekiz asırdır bu bedenin çürümemiş olması, türbenin ibret verici bir özelliği olduğunu göstermektedir.

Türbede Aşıklı Sultan'dan başka birileri daha bulunmaktadır. Ancak, sadece birinin Mağribli Mehmet Ağa olduğu bilinmektedir.

Yıllardır camekan içerisinde eti ve kemiği ile teşhir edilen Aşıklı Sultan, insanlara ibret olması gereken bir durumdur.

Türbenin mimari özellikleri de dikkat çekicidir. Osmanlı dönemine ait bu türbe, yıllar içinde çeşitli restorasyonlar geçirmiştir. Türbenin iç mimarisi ve süslemeleri, dönemin sanat anlayışını yansıtmaktadır.

Türbe, Kastamonu il merkezine oldukça yakındır ve yıl boyunca ziyaretçilere açıktır. Türbeyi ziyaret edenler, hem Aşıklı Sultan'ın hikayesini öğrenme fırsatı bulur hem de türbenin manevi atmosferini deneyimleyebilirler.

Kastamonu Ayağı Yanık Türbesi, tarihi ve manevi özelliği ile önemli bir ziyaret noktasıdır. Aşıklı Sultan'ın hikayesi ve türbenin mimari özellikleri, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.