Süleyman Şah Türbesi Süleyman Şah Türbesi, Türkiye sınırları dışında bulunan ve tarihi oldukça eski zamanlara dayanan önemli bir yapıdır. Türbe, Suriye'nin Halep ilinde yer alan Eşme köyünde bulunmaktadır ve Türk askerleri tarafından korunmaktadır. Bu türbenin ülkemiz sınırları dışında bulunması, çeşitli riskleri beraberinde getirir ve bu nedenle türbenin güvenliği büyük önem taşır. Türkiye, Süleyman Şah Türbesi'nin güvenliğini sağlamak için sürekli olarak askeri güçlerini bu bölgede bulundurmaktadır. Tarihi ve Önemi Süleyman Şah Türbesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi'nin dedesi olan Süleyman Şah'ın ve iki askerinin naaşlarının bulunduğu bir mekandır. Türbenin önemi, yalnızca Süleyman Şah'ın burada yatmasından değil, aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin kuruluş sürecinde önemli bir figür olan Süleyman Şah'ın tarihi değerinden kaynaklanır. Türbe, Türkiye'nin sınırları dışında bulunan tek toprak parçasıdır ve bu nedenle devletimiz açısından büyük bir stratejik öneme sahiptir. Güvenlik ve Koruma Süleyman Şah Türbesi'nin yanında, türbenin güvenliğini sağlamak amacıyla bir karakol bulunmaktadır. Saygı Karakolu olarak adlandırılan bu karakolda, Türk askerleri sürekli olarak nöbet tutmakta ve türbenin dış güçler tarafından zarar görmesini engellemektedir. 2014 yılında türbe ile ilgili yaşanan anlaşmazlıklara rağmen, Türkiye bu konuda taviz vermemiştir ve türbenin güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri almaya devam etmiştir. Türbenin İçeriği ve Efsaneler Süleyman Şah Türbesi'nde yalnızca Süleyman Şah'ın değil, aynı zamanda iki askerin naaşları da bulunmaktadır. Türbe hakkında farklı söylentiler ve efsaneler bulunmaktadır. Bunlardan biri, burada yatan kişinin Osman Gazi'nin dedesi olan Süleyman Şah değil, I. Kılıçarslan'ın babası Kutalmışoğlu Süleyman olabileceğidir. Ancak yapılan tarihi araştırmalar ve kazılar, türbede yatan kişilerin Süleyman Şah ve askerleri olduğunu doğrulamaktadır. Tarihi Gelişmeler 1227 yılında Süleyman Şah ve iki askeri, yeni bir yurt aramak üzere yola çıkar ve Halep yakınlarında bulunan Caber Kalesi'ne ulaşırlar. Burada bir süre kaldıktan sonra, Fırat Nehri'ni geçmeye çalışırken boğulurlar ve naaşları bir kümbete gömülür. Türbe, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Osmanlı toprakları içinde bulunurken, Fransız Suriye Mandası döneminde sınırlar değişmiş ve türbe günümüz Suriye sınırları içinde kalmıştır. 1923 yılında yapılan Lozan Antlaşması ile türbenin bulunduğu toprak parçasında sürekli olarak Türk bayrağı dalgalanması kararlaştırılmıştır. 1973 Yılında Yeniden Yerleştirme 1973 yılında Suriye Hükümeti ile yapılan anlaşma sonucunda, türbe Şanlıurfa ilimize 92 km uzaklıkta bulunan Fırat Nehri'nin doğu kısmındaki Karakozak köyüne nakledilmiştir. Bu naklin nedeni, Suriye'de yapılacak barajın türbeyi sular altında bırakmasını önlemektir. Bu süreçte Türkiye, türbenin sınırları içerisinde korunmasını sağlamış ve mimari özelliklerine de uygun bir şekilde yeniden inşa edilmiştir. Mimari Özellikler ve Yeniden İnşa Süleyman Şah Türbesi'nin yeniden inşası sırasında, Yapı ve İmar İşleri Etüd Proje Dairesi Müdürü Prof. Dr. Ünal Demiraslan tarafından mimari olarak görev alınmıştır. Türbe, karakol ve lojman olmak üzere yirmi işçi tarafından dört ay sürede inşa edilmiştir. Masraflar tamamen Türk Hükümeti tarafından karşılanmış, türbe Türk geleneklerine uygun motiflerle süslenmiştir. Türbe, sürekli ateş açılması nedeniyle Türk askerlerinin nöbet tuttukları bölge içe dönük şekilde tasarlanmıştır. |