Taptuk Emre Türbesi Taptuk Emre'nin Hayatı ve Öğretisi Taptuk Emre, 13. yüzyılda yaşamış önemli bir Türk mutasavvıfıdır. Hoca Ahmet Yesevi öğretisine bağlı olarak, Orta Asya'dan gelen Sinan Efendi veya Ata Sinan adlı bir eren tarafından irşad edilmiştir. Anadolu'da Sakarya Vadisi'ndeki Karanlık Dere'de, bugünkü Emrem Sultan Köyü'nde yaşamıştır. Alperenlerin önde gelenlerinden olan Taptuk Emre, kurduğu dergahında manevi eğitim vermiş ve çiftçilik ile hayvancılık yaparak bölgeyi bir üretim merkezi hâline getirmiştir. Taptuk Emre Türbesi Taptuk Emre'nin türbesi, Nallıhan'da Tapduk adında bir zaviyede kurulmuştur. Nallıhan'ın Kozlu Köyü'nde vakıf tesis edilip dergaha tahsis edilmiş olması ve Orhan Gazi'nin oğlu Süleyman Paşa tarafından bu vakfa yardımlar yapıldığını gösteren belgelerin varlığı, Taptuk Emre'yi tarihi bir şahsiyet konumuna getirmiştir. Günümüzde Taptuk Emre'nin iki ayrı yerde türbesi olduğu iddiaları bulunmaktadır ve her iki yerde de birçok delil ortaya konmuştur. Birinci Türbe: Nallıhan, Emrem Sultan Köyü Nallıhan ilçesine bağlı Emrem Sultan Köyü'nde bulunan Taptuk Emre Türbesi, Nallıhan-Sarıyar yolu üzerinde olup, Nallıhan'a 20 km, Sarıyar Kasabası'na ise 5 km uzaklıktadır. Köy, Yunus Emre'nin şiirlerinde adı geçen Kozluk tepesinin güney yamacında ve Sakarya Irmağı'nın kenarındadır. 750-800 yıllık bir geçmişe sahip olduğu düşünülen köy, adını burada yaşamış olan Taptuk Emre'den almaktadır. Taptuk Emre'nin türbesi ve aile efradının mezarları köyün girişindedir. 1991 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devredilen türbede restorasyon gerçekleştirilmiştir. Türbenin karşısında, köyün harman yeri mevkiinde, türbeye 100-150 metre mesafede bir bina kalıntısı bulunmaktadır. Bu yapı, Taptuk Emre'nin medresesi olarak düşünülmektedir. İkinci Türbe: Aksaray, Taptuk Köyü Aksaray iline bağlı Taptuk Köyü'nde bulunan Taptuk Emre Türbesi, Ekecik Dağı yakınlarında yer almaktadır ve Aksaray'ın 20 km kuzeyindedir. Taptuk Emre'nin burada yatmasından ve zamanın onun tasarrufu altında olduğundan dolayı köy bu adı almıştır. Osmanlı arşiv kayıtlarında bulunan birçok belge, Taptuk Emre'nin mekânının burada olduğuna dair veriler sunmaktadır. Arşiv kayıtlarında Taptuk Emre ve türbesi, Aksaray ili Eyübeli (Ortaköy) ilçesi Oflagu (Taptuk) Köyü'nde gösterilmektedir. Bu kayıtlar 1500'lü yıllara kadar uzanmaktadır. Bu belgelerin ışığında Taptuk Emre'nin, bugün Aksaray merkeze bağlı Taptuk Köyü'nde medfun olduğu bariz bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Ekstra Bilgiler ve Taptuk Emre'nin Mirası Taptuk Emre, Anadolu'nun manevi mimarlarından biri olarak kabul edilmektedir. Yunus Emre'nin de mürşidi olduğu bilinen Taptuk Emre, tasavvuf edebiyatının önemli isimlerinden biridir. O, sadece manevi eğitim vererek değil, aynı zamanda toplumun ekonomik ve sosyal hayatına da katkıda bulunarak büyük bir etki yaratmıştır. Günümüzde Taptuk Emre'nin türbeleri, manevi değerlerin yaşatıldığı ve ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği önemli merkezler arasında yer almaktadır. Sonuç Taptuk Emre, 13. yüzyılda yaşamış önemli bir tasavvuf büyüğüdür. Hem Nallıhan Emrem Sultan Köyü'nde hem de Aksaray Taptuk Köyü'nde bulunan türbeleri, onun manevi mirasının yaşatıldığı önemli ziyaret noktalarıdır. Osmanlı arşivlerinde ve tarihin çeşitli belgelerinde ismi geçen Taptuk Emre, Anadolu'nun manevi ve kültürel tarihinde derin izler bırakmıştır. |
Emriye
25 Temmuz 2024 PerşembeTaptuk Emre'nin türbesinin iki ayrı yerde olduğu iddiaları var. Peki, Nallıhan'daki türbenin mi yoksa Aksaray'daki türbenin mi gerçek olduğunu nasıl anlayabiliriz? Osmanlı arşiv kayıtlarına göre Aksaray'daki türbe daha mı güvenilir?
Cevap yazAdmin
25 Temmuz 2024 PerşembeEmriye hanım, Taptuk Emre'nin türbesinin nerede olduğuna dair tartışmalar gerçekten çok ilginç ve tarihsel olarak önemli bir konu. Bu tür durumlarda, Osmanlı arşiv kayıtları gibi güvenilir tarihsel kaynaklar büyük önem taşır. Ancak, sadece arşiv kayıtlarına dayanarak kesin bir sonuca varmak bazen mümkün olmayabilir. Aksaray'daki türbenin daha güvenilir olduğuna dair iddialar, bu kayıtlara dayandırılsa da, yerel halkın inançları ve sözlü tarihler de dikkate alınmalıdır. Her iki türbenin de ziyaret edilmesi ve yerel kaynaklarla birlikte akademik çalışmalardan faydalanılması, daha kesin bir sonuca ulaşmamızı sağlayabilir.